04 Haziran 2025 Çarşamba
Kadın işsizliği, yalnızca ekonomik büyüme ve istihdam politikalarıyla değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği ve sosyal adaletle de doğrudan ilişkilidir. Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı, uzun yıllar boyunca erkeklere göre düşük kalmıştır. Bu durum, hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemli bir sorundur. Kadınların iş gücüne katılımının artırılması, sadece ekonomik büyümeyi teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal eşitliği ve kadının toplumdaki rolünü güçlendirir.
Bu makalede, Türkiye’de kadın işsizliğinin durumu, kadınların çalışma hayatına katılımını etkileyen faktörler ve kadınların iş gücüne katılımını artırmaya yönelik atılacak adımlar ele alınacaktır.
Kadınların iş gücüne katılımı, ekonomik büyüme, refah seviyeleri ve sosyal eşitlik açısından büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı, son yıllarda bazı iyileşmeler göstermiş olsa da, hâlâ erkeklerin katılım oranının gerisindedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, kadınların iş gücüne katılım oranı 2023 yılında %35 civarında iken, erkeklerin katılım oranı ise %70’in üzerindedir. Bu da kadınların iş gücüne katılımının hâlâ sınırlı olduğunu göstermektedir.
Kadınların iş gücüne katılımını sınırlayan birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar, toplumsal ve kültürel engellerin yanı sıra, ekonomik ve yapısal zorlukları da içermektedir. Kadın işsizliğini artıran başlıca faktörler şunlardır:
Kadın işsizliği, Türkiye’de önemli bir sorun olmayı sürdürmektedir. Kadınların işsizlik oranı, erkeklere göre genellikle daha yüksektir. 2023 yılı itibariyle Türkiye’de kadın işsizliği oranı %13,5 civarında iken, erkek işsizliği oranı ise %8,5 civarındadır. Bu oranlar, kadınların iş gücüne katılımının engellenen bir süreç olduğunu ve bu engellerin aşılmadığı sürece kadın işsizliğinin yüksek seviyelerde kalmaya devam edeceğini göstermektedir.
Kadınların iş gücüne katılımını ve iş bulmalarını engelleyen en büyük zorluklar arasında şunlar yer almaktadır:
Kadınların iş gücüne katılımını artırmak ve kadın işsizliğini azaltmak amacıyla çeşitli politikalar ve stratejiler geliştirilmiştir. Bu politikalar, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların iş gücüne katılımını desteklemek için kritik öneme sahiptir.
Kadın girişimciliğini desteklemek, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına ve iş gücüne katılımlarını artırmalarına yardımcı olur. Kadın girişimcilerini destekleyen mikro krediler, finansal yardımlar ve eğitim programları gibi politikalar, kadınların iş gücüne daha fazla katılmalarını sağlayacaktır.
Kadınların ailevi yüklerini dengeleyebilmesi için esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışma ve yarı zamanlı çalışma gibi uygulamalar teşvik edilmelidir. Bu tür esneklik, özellikle çocuklu kadınların iş gücüne katılımını kolaylaştıracaktır.
Kadınların eğitim seviyelerinin yükseltilmesi, iş gücüne katılımı ve iş bulmalarını olumlu yönde etkileyecektir. Mesleki eğitim kursları, kadınların daha fazla iş imkânına sahip olmasını sağlar. Ayrıca, kadınların STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) alanlarında eğitim almalarını teşvik etmek, kadınların iş gücünde daha fazla yer almasına yardımcı olacaktır.
Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları geliştirilmelidir. Bu politikalar, kadınların eşit ücret almasını, ayrımcılığa uğramadan çalışmasını ve erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmasını sağlamak amacıyla uygulanmalıdır.
Kadınlar için daha fazla sosyal destek ve devlet yardımları sağlanmalı, ayrıca işsizlik sigortası, çocuk bakım hizmetleri ve sağlık sigortası gibi sosyal güvenceler sunulmalıdır. Bu tür destekler, kadınların çalışma hayatına katılımını kolaylaştıracaktır.
Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı, ekonomik ve toplumsal gelişme için önemli bir göstergedir. Kadın işsizlik oranını düşürmek ve kadınların çalışma hayatına daha fazla katılımını sağlamak için toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim, esnek çalışma modelleri ve kadın girişimciliği gibi alanlarda kapsamlı politikalar uygulanmalıdır. Kadınların iş gücüne katılımının artırılması, sadece ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmaz, aynı zamanda toplumda eşitlikçi bir yapının oluşturulmasına da katkı sağlar. Bu bağlamda, Türkiye’nin kadınların iş gücüne katılımını artırmak için attığı adımlar, gelecekte daha adil ve güçlü bir ekonomik yapının temellerini atmaktadır.